DENEYİMİ ODAĞINA ALAN KULÜP TASARIMLARI

Kulüpler, 17. yüzyılın sonunda Londra’da The Jockey Club ile İngiliz aristokrasisine özel bir buluşma noktası sağlamak amacıyla ortaya çıktı. 19.yüzyılın sonlarına doğru yaygınlaşan, belirli grupları üye olarak kabul eden bu mekanlar, zamanla sosyalleşme, networking ve çeşitli etkinliklerle farklı komünieteleri bir araya getiren deneyim alanlarına dönüştü.

Günümüz klüpleri; özgün ve sofistike tasarım yaklaşımları, renk ve malzeme paletleri, barındırdığı sanat eserleri, özelleşen gastronomik deneyimleriyle üyelerine ayrıcalıklı bir atmosfer sağlıyor.

Sizler için farklı ilgi alanlarını paylaşan komüniteleri bir araya getirerek zengin deneyimler sunmayı hedefleyen kulüp tasarımlarından bir seçki derledik.

Manhattan’da bulunan Centurion New York, tarihi One Vanderbilt yapısının 55. katında bulunuyor. American Express Centurion üyelerine açık olan mekan, çalışma, dinlenme, yeme-içme üzerine özelleşmiş bir deneyim sunuyor. One Vanderbilt binası mimar Kohn Pedersen Fox tarafından tasarlandı ve 2020 yılında tamamlandı. Yapıda bulunan Centurion ise global ölçekte bilinen tasarımcı Yabu Pushhelberg imzası taşıyor. Sofistike tasarım diliyle öne çıkan kulüp, ev ortamının sıcaklığını sanat ve şıklıkla harmanlıyor. Sanatın farklı disiplinlerinden ilham alan Centurion, pek çok sanatçı eserine de ev sahipliği yaparak, sanatı günlük hayata entegre ediyor. Yabu Pushhelberg, kulüp tasarımıyla ziyaretçilerin kendilerini özel hissedecekleri sofistike bir deneyim sunmayı hedefliyor.

New York ve Milano’da üyelik sistemiyle sürdürülen kulüp Casa Cipriani, 1931 yılından beri giderek büyüyerek dünya turizminde dikkat çeken bir yere sahip oldu. Casa Cipriani Milano, 20.yüzyıldan kalan Palazzo Bernasconi Sarayı’nda konumlanıyor. 15 odalı bir butik otel olarak işleyen kulüpte sağlıklı yaşam merkezi, kulüp barı, Cipriani restoranı ve fitness salonu bulunuyor. İç mekan tasarımını Michele Bonan’ın gerçekleştirdiği kulüpte, misafir odalarının her biri farklılaşan tasarımıyla zengin bir deneyim sunuyor. Casa Cipriani, sosyal alanların kullanımında üyelik gerektirirken; konaklama alanında tüm misafirlere açık olmasıyla diğer kulüplerden ayrışıyor. Minimal tasarım yaklaşımı ve yarattığı sıcak atmosferiyle öne çıkan mekan, ziyaretçilere yenilikçi bir kulüp deneyimi sunuyor.

Londra’da konumlanan Shoreditch Sanat Kulübü, sergi programları, sinema salonu, toplantı odaları, çalışma alanları ve restoranıyla sanatı odağına alan yenilikçi bir kulüp olarak işliyor. Redchurch caddesindeki ikonik yapı Tea Building’de yer alan kulüp, sanatseverleri, sanatçıları ve sanat koleksiyonerlerini üye olarak alıyor. Sanat koleksiyonerlerinin evlerinden ilham alarak tasarlanan mekan, farklı sanat formlarını bir araya getirmeyi hedefliyor. Shoreditch Sanat Kulübü, ziyaretçilerin sosyalleşebileceği, hayal edebileceği ve bakış açılarını genişletebileceği bir deneyim sunuyor.

Edinburg, St. Andrew Meydanı’nda bulunan Gleneagles Townhouse, 33 odalı bir butik otel ve üyelik gerektiren bir kulüp. Gleneagles Townhouse, 1924 yılında kırsal bir bölgede ziyaretçilerle buluşan Gleneagles’ın kente uyarlanmasıyla geliştiriliyor. 19. yüzyılda mimar David Bryce’ın tasarladığı tarihi bir binada bulunan kulüp, neoklasik tarzdaki tasarım detaylarıyla öne çıkıyor. Giriş alanındaki mevcut şömine, vitray pencereler ve resepsiyon alanı korunarak günümüze entegre edilirken; altın rengindeki korkuluklar, siyah merdivenler ve kırmızı halı yenilenerek görkemli giriş alanını destekliyor. Spence adlı restoran, yapının cam malzemeden oluşan yüksek kubbesinin altında bulunuyor. Geniş doğramalar, yaldızlı ve oyulmuş sütunlar, İskoçya tarihinde yer edinen önemli isimlerin büstleri yapı genelindeki tasarım yaklaşımını restoran alanında da sürdürüyor. Restorandaki merkezi bar, kıvrımlı formu, ahşap malzemesi, Verde Tinos mermeri ve buzlu cam panelleriyle dikkat çekiyor. IJL Brown tasarım ofisinin mekan için özel olarak tasarladığı mobilyaların yumuşak dokuları, renk paleti ve ayrışan formları yapının mimari karakteristiğiyle bir harmoni yaratıyor.

1995 yılında Nick Jones tarafından kurulan ve bugün dünyanın farklı bölgelerinde şubeleri bulunan Soho House, restoran, bar, spor gibi hizmetleriyle birlikte lüks bir otel deneyimi de sunuyor. Üyeleri için sosyal ve iş ağlarını genişletebilecekleri, çeşitli ilgi alanlarından etkinliklere katılabilecekleri sofistike bir alan sağlıyor. 2023 yılında üyelere açılan Soho House Stokholm, 1894 yılında inşa edilmiş yüksek, tonozlu tavanları ve büyük ölçekteki vitray pencereleriyle öne çıkan Metodist Kilise’sinde bulunuyor. Soho House’un eklektik tasarım dilinin sürdürüldüğü Stokholm merkezinde, Art Deco mobilyalar, sepya tonlu aydınlatmalar ve kadife dokular dikkat çekiyor. Bölgenin mevsimsel renk tonları, kulübün renk paletine ilham oluyor. Mekanın her alanında İsveçli sanatçıların sanat eserleri bulunuyor. Soho House Stokholm, üyelerine lüksün ve samimiyetin bir arada olduğu zengin bir deneyim sunuyor.